Fındık Bahçelerinde, Allah iyiliğini versin

Fındık

Fındık Bahçelerinde, Allah iyiliğini versin... Şimdi ayak parmaklarımın ucuna basarak küçük adımlarla alcanderesi isimli bahçeme doğru ilerliyorum, yagmur bulutları sarmış her yanımı... Elimde mahallemden doldurduğum dünyaca ünlü 1.5 litrelik şifalı su şişesi, Omzumda da oğlumdan aşırdığım gitar çantası... Çantanın içerisinde gitardan başka ne ararsan var... Tarım aletlerini yerleştirdim gitar çantasına... Çantanın içindeki tarım aletlerinin muhteviyatına bakacak olursak; orak, kazma, bıckı, meyve budama makası, eldiven, cok fonksiyonlu çakı, çakmak, yarabandı, öğle yemeğim, islanınca değiştireceğim kazağım ve çalışırken çok terlediğim için alınterimi sileceğim havlum var... Yağmur bulutlarının içinden, hasadı yapılmış ve sukuta ermis fındık ocaklarının arasından, tatlı bir yükseltiye sahip patika yollardan yürüyorum bahçeleme yapacağım fındıklığıma... Bir taraftan yürüyor bir taraftan da ağır aksak bu satırları yazıyorum... 

Dün de gelmistim bu bahçeme... dünki gelişimde bir ceylan canhıraş bir şekilde  yokuş yukarı kaçıp gitti önümden... Doğrusunu söylemek gerekirse ben ceylandan daha fazla korktum ancak o bunu hiç bilmeyecek... Yokuş yukarı nasıl koşuyor öyle, sanki düz ovada sekiyor... İyi ki öyle yoksa avcılardan nasıl kaçar... Gerçi bir atasözümüz der ki; Avcı ne kadar al (hile) bilse, ayı o kadar yol bilir.

Bir de köryılanla karşılaştım dün... Orağımla dikenlere vururken kuyrugudan ve karnından yara almış... kaçamıyor ancak canının çok yandığı aşikar... Oysa ne suçu vardı ki diye düşündüm...Geçenlerde aynı yerde oturmus fındık toplamıştım oysa ki... Korkmayalım diye o gün gizlenmeyi tercih etmiş ve bunu başarmıştı herhalde... Aslında bunlar yılan bile değilmiş, ayaksız kertenkeleymiş... ama yılana benzeyen dış görünümleri nedeniyle önyargılarımıza kurban ediyoruz... Zamana bırakınca ya da uyuyup uyanınca geçecek türden bir yarası olmadığından ve daha fazla acı cekmesin diye maalesef 😔 ...

Neyse ki bahceye ulastim... Hafif bir çise var havada ancak sisler birazdan dağılır diye umuyorum... Bir yanım geri git diyor, bir yanım kal... hem yiğidin başı dumanlı olur... Ben de sislerimi dağıtmak icin burada, doğanın asude kucağında değil miydim?...

Gitar Çantası

Bulunduğum yer ıssız... Gözümün gördüğü her yer fındık bahçeleriyle çevrili ve ortam son derece huzurlu... Şimdi bir kelebek kondu cep telefonumun ekranına... onun da Allah iyiliğini versin... bir parça urperdi içim... Kelebekten bile urperen bir yurek taşıyoruz iyi mi?... Yurek demisken kendi ellerimle bir porsiyon yurek pişirip yarım ekmek arasına, dometes ve biberle birlikte boca ettim ve sarıp öğle yemeği için çantama koymuştum... Acıktığımda yemek menüm belli... Yüreği yersem ve üzerine bir bardak şifa suyu içersem belki biraz daha az ürperirim aniden telefonumun ekranına konacak kelebeklerden 😅...

Yine yaziyorum diye tembellik ettim... halbuki bu satırları yazmak yerine  bir ocak fındık dibi bahçeleyebilirdim... Ama ben ikisini de seviyorum... Sadece sıralamada değişiklik yapıp işim bittikten sonra yazabilirdim... Ancak o zaman da aynı ilhamı bulamayabilirim yorgun bünyemde... Böyle iyi :) ...

Sağlıcakla Kalın...

13 Eylül 2015

---