Bu güzel yemeğin sonunda bir de güzel tatlı vardır diye hayal etmiştim ama yokmuş. Nedeni ise çok ilginç: Yıllar Önce konsolosluğun özel davetlisi olarak Çin’den Türkiye’ye gelen bir savaş sanatları üstadı bir hafta Elena’nın otelinde konaklamış. Bu üstat, verdiği tüm yemekleri yemesine rağmen, her seferinde tatlıya dokunmadan sofradan kalkıyormuş. Dayanamayıp sebebini sormuş Elena. Aldığı cevap, onun yemek alışkanlığını tamamen değiştirmiş. Şöyle demiş üstat: “Beyaz şeker yemek, insanın enerjisini hem fiziksel olarak hem de enerjetik olarak paralize eder. Hücreleri hızla yaşlandırır. Vücut bir yere kadar bunun üstesinden gelebilir. Üstelik sana zevk verdiğini de düşünebilirsin, ancak bu zamanla bağımlılık yaratır. Ayrıca üzerinde yaratacağı tahribat yüzünden bir süre sonra doğal şekerleri de tüketemez olursun. Düşmanların karşısında hep ayakta durmak zorundasın, o yüzden gücünü bitiren yiyeceklerden uzak durmalısın.” O günlerde bir tatlı canavarı olan Elena, başlarda zor da olsa bu Öğüdü tutmaya çalışmış. Şekerin sigara, alkol gibi bağımlılık yaptığını azaltmaya başladığı zaman anlamış. En az bir sigara bağımlısı kadar psikolojik olarak acı çektiğini fark ettiğinde cesareti biraz kırılmış. Yine de bıraktıktan yaklaşık iki ay sonra şeker damağında acı ve keskin bir tat bırakmaya... (...) sayfa: 46
Yeşim Esgin Yayla'nın, Başka Sabahlara Uyanmak isimli eserinden bir bölüm okudunuz... Hayatımıza bir anlam katması için tatbik edebilmek umuduyla... sağlıcakla kalınız...
Yorum Gönder
♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.