22.5.20

Bezduk Vallahi

musluman-turk

Çok okuyan mı, çok gezen mi? Bu soruyla sıkça karşılaşmışızdır ömrü hayatımızda... Bu yanıtların herhangi birinde meziyet sahibi olanlara üstad deyip saygı duyduk...  Bilgisine ve gördüklerine değer verip anlattıklarına inanmış görünüp araştırıp teyit ettik fakat asla aksi tezler sunup tecrubesini değersizleştirmedik...

İçinde bulunduğumuz dönemde ise, ne çok okuyanın söylediklerine İtimat ediyor ne de çok gezenenin gördüklerine dair yaşadığı tecrubelerini önemsiyoruz... Artık Önemsediğimiz tek bir şey var o da inadımız... Kendi düşüncelerimiz, tarafımız ve gördüklerimiz dışında hiç kimseye itimadımız, ustaya ve gayrete saygımız kalmamış...

Artık her konuda, kulaktan dolma ve kadük bilgilerle iktifa ediyoruz... Kırık dökük ve faydasız hatta bize zarar veren düşünceler üzerine doktora yapmış ve yanlı(ş) bilgi obezi olmuş fertler olarak birbirimizi zehirliyoruz.. Ya hu insanoğlu, bu senin atana hasımlık etmiş, milli manevi değerlerine saldırmış ve seni kendi öz yurdunda vatansız bırakmış celladına duyduğun aşktan  vazgeç diyecek olsan, hasımlık mevkine oturttuğu ilk kişi hısmı oluyor...

"Herkesin bilgin olduğu bu çağda cahil olmak bir ayrıcalıktır." şeklinde bir söz okumuştum fakat tüm aramalarıma rağmen orjinalini bulamadım...

Acz-ı beşer bir Müslüman Türk evladı olarak, ülkemizde yaşayan tüm insanlara dolaylı ya da doğrudan faydası olacak hizmetlerin her türlüsüne varım... Benim ülkemin vatandaşları her şeyin en güzeline layık... Fakat çevremdeki arkadaşlarımın, şuna gerek var mıydı? bunun yapılmasına ne gerek vardı tarzındaki sorularına muhatap oldukça, kemençesi kırılan rizeli uşak vari bir öfkeyle; Bezduk, yeminlen bezduk isyanı kabarıyor... Öfkemin kontrolden çıktığına şahitlik etmeye başladığım günlerdeyim... Cevaben de, seninle siyasi konularda anlaşmamıza imkan yok dostum deyip, kendimi baskılıyor ve kavgamı içimde yaşıyorum...

Ayrıştık... Herkes safını seçti... Kimimiz doğru yoldan saptık, kimimiz tercihen muhalif olduk, kimimiz nefterimizden benliğimizi kaybedip, bize düşmanlık eden yabancı menşeili tv kanallarının anchormanları'nın sözlerini iktibas edip düşmanın kelimeleriyle, dostumuza saldırdık... Batının silahsız medya gücü karşısında psikolojik savaşı kaybediyoruz... Çanakkale'den giremeyen düşman çanak antenden girdi söylemi boşuna değil... Ülkemi işgal etmeye azmetmiş fakat Çanakkale'de bozguna uğrayınca, geldiği gibi geri dönmek durumunda kalan ve  giderken de, İslamla savaşım bitmedi deyip intikam yeminiyle savaşını başka mecralara taşıyan müptezel bir muh(a)bir oğlunun, amacına ulaşmaya yakın olduğunu görmek elem verici...

En kötüsü de, dost kim düşman kim bilemez olduk... Her kesimin kendini haklı gördüğü bir ülkede birlik olmak kolay değil... Homojen bir yapımız yok... Irksal zenginliğimiz, bizleri çatıştırıp ayrışmaya götürmek isteyenlere fırsat zemini hazırladı... Batı içimizden çok kolay Hain satın alabiliyor... 
Türkiye hala kalkınamamışsa bunun en büyük sebebi batının içimizden çok kolay adam satın alabilmiş olmasıdır - Turgut Özal
Yine de  At izi İt İzine karıştı deyip kendimizi kenara çekme lüksümüz yok... Devletimiz Gün gelir Atını nallamasını, itini de bağlamasını bilir... Mevla, devletin gerçek sahiplerine, şuur ve güç versin inşallah...  Benim siyasi konulardaki şiarım şudur; Haklıyı öğrenmek için önce hakkı bilmek gerekir...

En güzeli siyasi konulardaki tartışmaları bir kenara bırakıp konuyu değiştirmek... Gelinen noktadan bakınca, bu işin bir sonu ve bir sulhu yok gibi duruyor... Bunun adına da demokrasi diyoruz sanırım... İhanet ve ayrışma yanlısı olmayan, ülke menfatini her şeyin üzerinde tutan gerçek vatanseverlerle, bir gün mutlaka aynı noktada buluşuruz... Umarım bu birleşmemiz ak günlerimizde, iyi günlerimizde de gerçekleşir...

Ünlü bir üşünür şöyle demiş; boş ver... Keşke boşvermek, söylendiği gibi sıcak ve espiritüel olsa... Yazdıklarım Ülkemin insanını yermek ve düşüncesini tahkir etmek için değildir... Amacım kendi düşüncelerimi de yüceltmek değildir... Amacım hayat tecrubelerimden hareketle, doğru düşünceye karınca misali hizmet edebilmektir... Kişisel bloğum'da kendi düşüncelerimi baskılamadan yazmakta bir beis görmüyorum... Hayat tecrubem doğrultusunda, siyasi birikimime dair fikirlerimi yazmak istemem, normalin ilanıdır...
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum... Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Mehmet Akif Ersoy

kişisel blog,takip et
  1. İnsanların bilmediği konularda ahkam kesmesi inatla savunması karşı tarafı dinlememesi hepimizi bezdirdi sanırım..
    Bu bayramda insanların daha anlayışlı kendi degerlerine sahip çıkan bir bakış acısına gelmesini ümit ederim ve tabii ki iyi bayramlar dilerim simdiden :)

    YanıtlaSil
  2. İyi Bayramlar, en güzel bayram mesajlarını okumak ve değerli yorumlarınızı almak üzere sizi blogummda görmekten mutluluk duyacağım.

    YanıtlaSil

♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter tuşuna basın.