Halil Cibran'ın Fırtınalar isimli kitabında, Mektuptaki Zehir başlıklı hikayesinde bulunan (sayfa: 164-166) bir tuhaf ve bir o kadar da kabulleniş ruhunu kaleme alan Faris el-Rahhal'ın mektubu alttadır...
Durumun sezgisini dile getirmesi bakımından gerçekten enteresan bir mektup...
Yazan için çok fena bir durum olsa gerek... Mektubun tuhaf erdemini ya da sizde uyandırdığı duyguyu benimle paylaşırsanız memnun olurum... Sevgiler Sayılar... Esen Kalın...
" Kardeşim Necip,
Ben bu köyü terk ediyorum, çünkü benim buradaki varlığım senin, karım ve aynı zamanda kendim için perişanlığa sebep oluyor. Senin, dostuna ve komşuna hıyanetten kaçınan asil biri olduğunu biliyorum. Karım Susan'ın masum olduğunu da biliyorum. Oysaki ben aynı zamanda senin gönlünü onun gönlüne bağlayan aşkın sizin iradenizin üzerinde olduğunu da biliyorum. Sen tıpkı Kadişa nehrinin akışını durduramayacağın gibi onu da yok edemezsin. Biz tarlalarda ve kilisenin avlusunda oynayan iki çocuk olduğumuzdan bu yana benim dostumdun ey Necip! Ve sen hâlâ Allah'ın huzurunda benim dostumsun, beni geçmişte düşündüğün gibi gelecekte de düşünmeni rica ediyorum. Eğer yarın veya daha sonra Susan ile karşılaşırsan, ona benim onu sevdiğimi ve affettiğimi söyle. Ve yine ona, ben gecenin sessizliğinde kalkıp da O'nu İsa'nın resmi önünde ağlayarak, inleyip göğsünü döverek çöktüğünü gördüğüm zamanlarda acıma hissinden eriyor olduğumu söyle. Kendisini, kendisini seven bir adamla kendisinin sevdiği bir adam arasmda kalmış bulan bir kadının hayatından daha zoru yoktur. Ve zavallı Susan süregiden bir savaşın içindeydi. Karılık görevlerini yerine getirmek istiyor, ama duygularını öldürmeye de güç yetiremiyordu. Bense artık uzak bir yere gidiyorum, buralara dönmeyeceğim; çünkü sizin mutluluğunuzun yolu üzerinde bir engel olmak istemiyorum. Bitirirken senin Susan'a ait olmani, sonuna kadar onu himâye etmeni rica ediyorum, kardeşim. Çünkü o her şeyi senin uğrun feda etti. O bir erkeğin kadına verebileceği her şeye müstahaktır. Seni eskiden nasıl biliyorsam, öylece soylu bir kalp, büyük bir ruh olarak kal ey Necip! Allah seni kardeşine bağışlasın.”
Faris el-Rahhâl
Dokunaklı etkileyici bir mektup..
YanıtlaSilAma mektubu yazanın yüce gönüllülüğü ve sessizce kabullenişi, durumu göğüslemesi ve kimseye kızgın olmaması, işte o pek rastlanır bir şey değil...
Ama kızgın olmadan şerbet ve zehri aynı anda verir ve nejip kendini öldürür. Dahice.
Sil