29.8.18

Okudum, Sönmüş Yıldızlar, Reşat Nuri Güntekin

[line]Kitap Hakkında Alıntı Yorum; Sönmüş Yıldızlar, Reşat Nuri Güntekîn`in kısa hikâyelerinden oluşuyor. Hikâyelerde kadın-erkek ilişkilerinin duygu dolu dünyası başarıyla sergileniyor. Karşılıklı aşk mektuplarında, gözyaşları ve hazin bir hayatın gerçekleri, yalanlar ve düş kırıklıkları ele alınmış. Yirmi bir hikâyeden oluşan kitabı severek okuyacaksınız.

mahcup tavırlı, narin bir çocuk gördü...

Niçin böyle oldu Kenan Bey? Niçin şiirsiz, bedbin, bedbaht, müstehzi, gaddar

bir hikayeci oldunuz? Niçin semanızdaki yıldızlar birer birer dökülüp söndüler?

Tıpkı sizin gibi bana diyorlardı ki: «Sende çok nazik ve temiz bir ruh var Kenan... însan, tıpkı yıldızlı yaz gecelerine bakmış gibi oluyor; insan, seni okurken hayatı seviyor, her şeyi temiz, yüksek, güzel görüyor...»

tiraf ederim ki, size karşı derin zaaflarım, aşka benzeyen hislerim vardı; fakat hayalimin sönmüş avizesinde tek kalan bu son ümit ve fazilet ışığını kendimden, kendi kalbimden bile kıskandım..

Fakat ne de olsa insan, hakikati tamamıyle söylemeğe cesaret edemiyor

Hayat mağlûbu

Haydi, canım... Hiç bu kadar saadet, bir insana nasibolur mu?

«Ben, müebbeden sizinim!» demek için yandığı saatlerde dudaklarını bükerek «imkânı yok!» diye cevap verdi. Bu genç kız, gezdiği, gittiği yerlerde o gencin yolunu bekleyerek üzülüyordu. Fakat, onu görünce, kayıtsızca başını çeviriyor, beraber bulundukları müddetçe dünyanın en hissiz genç kızı gibi hareket ediyor, öyle konuşuyordu. Görüyorsunuz ki, insan, yalanı fazla ehemmiyet verdiği insana da söyleyebiliyor Nejat Bey, (İsminizin yazılışı da, telâffuz edilişi de sahiden tatlı Nejat Bey, kendimi de tecrübe ettim: Yalnız kaldığım vakit sık sık onu tekrar ediyorum.) Şimdi beni dinleyiniz.

Kalbinizi bir granit gibi sert göstermeyi meziyet sanıyordunuz.

rikkatlerinizi Bir hayal olarak söylediğim bu şeyler, hakikat olacaklarına inandığım dakika bütün cazibesini kaybettiler

Şık, kibar bir hayat; zengin bir koca... Acaba bunlar, bir insan kalbini doyurmağa kâfi gelecek şeyler mi?

Bir kadının bütün ruhuyle isteyeceği, seveceği adamla yaşayacağı daha sade, daha mütevazı bir hayat, bundan bin kat iyi, bin kat bahtiyar olmaz mı?

bir kalbe malik olmak, sevebilmek hakkını kazanmak için her şeyden evvel zengin, mühim, meşhur bir adam olmak lâzım.

Bu hazin hakikati anlamak için daha pek fazla gençsiniz. Fakat hayat, ergeç onu size öğretecek...

Bunlar, yirmi yaşında bir genç kız kalbinin beyhude vehimlerinden başka bir şey değil...

Bir şey nazarı dikkatimi, hatta merakımı celbetti.

halbuki bu akşam, tuhaf bir durgunluğunuz, yaşınıza yakıştırılamayacak kadar ağır, mahzun bir ciddiyetiniz vardı.

Öyle zannediyordum ki, kelimelere hacet kalmadan halimizle, gözlerimizle, seslerimizin ahengiyle anlaşmıştık.

sizi affedemeyeceğim... Siz, beni insanlıktan, saffetten, samimiyetten, sevdadan iğrendirdiniz.

Sabiha'cığım, bu, görülecek bir şeydi. Dil ile tarife imkân yok...

(Bilirsin ya biz, bakışın bin bir şeklini, bin bir mânâsını biliriz!) Evet, korkudan, çaresizlikten ziyade umurlamayışa, istihfafa, beni hiçe sayışa benzeyen bir «bakmayış»... Baksa kızacağımı hissediyorum.

Ah, bu dışarlık çocukları ne kadar mahdut oluyorlar...

mızıkçılığa, madrabazlığa hazırlanıyordunuz

Ne ehemmiyeti var canım... Verip de tutmadığı sözlerden mahsup etsin.

Bunu söylemeğe cesaret edemeyeceğim : Bir gün gelecek bugün sevda sandığınız bu şeyi çoktan unutmuş olacaksınız,

Çok dürüst ve metin bir ahlâkı vardı.

Cemil gibi beni çiçekli yollarda bekleyen, Ziya gibi ağaçların karanlığında başını göğsüme dayayan, Kerim gibi ılık bir kayanın üstündebaşımı dizlerine koyarak saçımı okşayan bir kadın olmadıktan sonra hayatın ne ehemmiyeti olabilirdi...

Bu genç kızı takip etmek, ona yalvarmak, ondan sevda dilenmek... Kalbim çarparak onu takibe başladım. Fakat yaklaşmak, söz söylemek benim için imkânsızdı. Son derece mahcup, korkak bir çocuktum. Yirmi adım kadar arkasından yürüyordum

ciddî, metin, ağırbaşlı ve bilhassa çok âlim bir gençti.

Neye öyle mahzun duruyorsun Kudret?... Anlıyorum... Galiba sevecek birisini bulamadığına teessüf ediyorsun. İhtimal, onları kıskandın... Hakkın var Kudret'çiğim... Sen sevilmek için lâzım gelen bütün evsafa maetme... Ben, güzel bir adam değilim... (Hafifçe içini çekti.) Bunun acılığını bilhassa şimdi anlıyorum... Evet, ben bile az çok sevebildiğimi ümit edebilirsem sen haydi haydi... Fakat mahcupsun, beceriksizsin yavrum...

Çocukken çocukluğunu yaptın, gençliğinde türlü delilik ettin... Tatmin edilmemiş bir heves, sönmemiş bir ateş bırakmadın. İhtiyar günlerinde çocukların, torunların etrafını aldı, ileride öldüğün vakit bile bahtiyar öleceksin... Güzel bir ziyafetin sonunda sakin, tatlı bir uykuya dalanlar gibi..

Bu zâlim sözün genç kalbime açtığı yara bir daha iyi olmadı. Sevda ve vefaya olan itikadımı müebbeden kaybetmiştim. Artık yalnız beni aldatan genç kızdan değil, kadın kalbinden, kadın aşkından şüphe ve nefret ediyordum.

Pakize; gölge gibi sessiz, güler yüzlü, sade, müşfik bir genç kızdı.

Anut bir kin ile kaşlarımı çatarak :

Bir gün, köşkün kütüphanesini karıştırırken elime eski bir hâtıra defteri geçti. Yirmi yaşıma kadar bütün hayatımı bu sayfalara yazmıştım. On beş senelik politika ve memuriyet hayatının beni ne kadar değiştirdiğini bu defterin ötesine, berisine göz gezdirirken anladım

hakikaten bambaşka bir adam olmuştum. Yirmi yaşındaki sakin, hulyaperest Cezmi, bugünkü haşin, gürültücü politika adamına; dağlarda jandarmalarla beraber eşkiya kovalamayı kendine eğlence edinmiş (D...) mutasarrıfı Cezmi'ye ne kadar az benziyor. Maamafih, ben, bugün eski Cezmi'yi daha iyi anlayacak ve duyacak bir vaziyetteyim

Yalnızlık beni artık sıkar sanıyordum. Halbuki hiç öyle olmadı. Gündüzleri kendi kendime kırlarda dolaşmaktan, geceleri yıldızların altında eski günleri tekrar yaşamaktan bilâkis zevk alıyorum. Yirmi yaşımın hayalperest ruhu yeniden açılıyor gibi... Bunun bir delili de şu ki, bu eski hâtıra defterine on beş senelik bir fasıladan sonra yeni bir fasıla açmakta, bu satırları karalamakta çocukça bir zevk buluyorum

Mezhebinizin genişliğini tebrik ederim

Yedi sene önce mihnet ve sefalet içinde ölen annemle kendi çektiklerimin acısını almak için

Böyle olduğu halde kapıdan girerken boynum bükülüyor, içime bir garip helecan arız oluyordu. Bu evde kendimi bir köpek yavrusu gibi sefil, hakir, lüzumsuz görüyordum. Üvey annemden hizmetçilere varıncaya kadar

Evet... Bu, beni gördükçe dudak büken, babamın beni himaye etmesine mâni olan, annemden daima hakaretle bahseden faziletli hanımın bir de sevgilisi varmış... Bunu bana annemin eski bir komşusu haber verdi

Fâzıl — Nihat, sen gayet sakin, yumuşak, merhametli bir çocuktun...

Nihat — «Başı dara gelirse kedi kaplan olur» derler...

Adnan, eskiden vahşî, soğuk bir çocuktu

Hâmit — Biliyorum... Büyük muharebede bir orduda bir maksat için çalışmıştık... Mütarekeden sonra fikirlerimiz bizi iki fırkaya ayırdı... Ben diyordum ki: «Artık bu milletin silâhla uğraşmağa kudreti kalmadı... Düşmanlarımızın insanlık hislerine müracaat edelim!» Onlar diyorlardı ki: «Hayır... însan düştüğü yerden kalkar... Merhamet, insaniyet boş bir hayal!»

Müebbeden senin olduğumu söylediğim, zevcen olmağa karar verdiğim bu saatte her şeyi bilmek benim hakkım...

Bir zamandan beri bu muhavereye kulak misafiri olan şişmanca, ihtiyar, traşı uzamış, paltosunun yakası yağlanmış, posbıyıklı bir zat başını çevirir. Küçük bir tereddütten sonra söze karışır.»

Mahmure — (Solgun menekşe gözlü, tombalak, biraz çocuk tabiatli hoş bir taze...

Mahmure — Tabiî... Sevdanın ilhamı... Mahmut Bey — Sevdanın insanı şair ettiğini bilirdim... Fakat bu tarz ilhamını ilk defa işitiyorum...

iki yaşında güzel, zarif bir genç kız... Büyük bir kusuru fazla durgun ve hayalperest olması) İki senedir hiç İstanbul'u göreceğin gelmedi mi yenge?

Nimet — Bilâkis yalnızlıktan muztarip olduğuna onlardan büyük delil olamaz. Kuşları kimler sever bilir misin? Ya insanlardan fenalık görenler, yahut da yalnızlıktan, kimsesizlikten bunalanlar... Şu omuzlarına, ellerine konan güvercinlere

bak! Onları bu kadar kendine alıştırmak için kim bilir ne kadar muztarip oldun zavallı Beria'cığım... (Beria gülmek, inkâr etmek ister) Nafile kızım, ne yapsan beni kandıramazsın!

Sevildiğime emin olmak öyle tatlı bir şey ki...

Bunların hepsi istedikleri vakit istedikleri rolü oynayacak kadar gözü açık adamlar...

Beria Hanımın güzelliğinde öyle bir hususiyet var ki, onu velev en meşhur bir sanat eserine benzetmek günah olur...

Şayan-ı hayretsin Pertev... Güneş varken ay, altın varken gümüş göze çarpar mı?

Neriman — (Sarışın, ince çehreli, zarif tavırlı bir genç kadm, bir ilkbahar tablosu üstüne bir antika iliştirmekle meşgul... Kapıda bir ayak sesi işiterek başım çevirir...) Sen misin Adnan? Bu, ne kıyafet?

Adnan — (Vücudu vaktinden evvel büyümüş, fakat ruhu çocuk kalmış bir genç... Saçları, gözleri, teni genç kızları kıskandıracak kadar renkli ve berrak)

Neriman —Şu halde bana emniyetin yok... Benden şüphe ediyorsun...

Kim bilir belki bir gün bu feragatte de bir teselli ve saadet bulabilirim...

Ali Feridun kendi kendine asırdîde ağaçların arasında dolaşıyor. Otuz yaşlarında orta boylu, mahcup tavırlı, sarışın bir gençtir... Güzel değil, fakat sevimli. Kulaktan atma gözlüklerinin altında parlayan san elâ gözlerinde hayat kavgasından uzak yaşamış insanlara mahsus korkak bir hilim ve saffet, alnının, yüzünün çizgilerinde gençliklerini faaliyet ve eğlencelerden ziyade mücerret fikirlere, kuru tetebbulara vermiş biradam yorgunluğu...

Kırkından sonra saza başlamak hazin bir şeydir, bahusus ki o vakit faslın ciddî parçaları bitmiş, curcuna havalan başlamıştır. ..

Kendi k,albindekini bilmezsen senin ruhiyat mütehassıslığını kaç paraya alırım?

Fakat bu, basit bir mesele değildir Paşa... Aşk; bir muhassaladır ki ırk, temeyyülât-ı mevruse, muhit, fiziyolojik şartlar, refleksler...

hakkında küçük bir tetkik yapacağım... Ruhu, mizacı, emelleri beni sevmesine, benimle mesut olmasına müsaitse onu resmen isteyeceğim...

Soracağım şeylere lütfen bütün samimiyetinizle cevap vermeği vâdeder misiniz?

Feridun — Saadet bir muhassaladır ki irade ve tasarrufumuz altına girmeyen binlerce tahteşşuur hâdi-satın...

Zahiri bir saffetle) Tahteşşuur aklın tahtası mı demektir Feridun Bey?.. Maatteessüf bende bunlardan bir tanesi eksikmiş... Annem söyler.

Tahayyül ettiğiniz erkeğe bir parça vukuf edecektim...

Fakat o düşündüğünüz güzel, hassas, zeki, zengin, meşhur gence hiç benzemeyen bir biçareyim...

Senelerce gizli gizli onun sevdasını çekeriz... Nihayet bir gün karşımıza bir genç çıkar... Bir genç ki, ne onun gibi güzel, ne onun gibi yüksek, ne onun gibi zengin... Buna rağmen o hayalî şehzadeyi seve seve, sevine sevine ona feda ederiz... «İstidlal» inizin kalp i şlerinde ne zavallı bir şey olduğuna inandınız mı Feridun Bey? Bir genç kız zevkine, hayaline uyan bir genç ile evlenmek ister, «Filân zât benim zevkime, hayalime muvaffık değildir...

Feridun — Bir sual daha... Acaba o şehzadenin hayali bir gizli düşman ve rakip gibi ruhların derinliğinde yaşamaz mı?

Hiç... Bu büyük adamların kitaplarını Sanihayı eğlendirmek için uçurtmaya tahvil etmeyi düşünüyorum da...

Meclis açılmıştır efendiler... Toplantımızın mevzuu malûm... Binaenaleyh uzun mükaddimat ile hey'eti muhteremeyi beyhude yormağa lüzum görmeyerek hemen maksada giriyorum

Efendiler, gürültüye hacet yok... Sonuna kadar söyleyeceğim. Ben öyle zannediyorum ki, bu Buzcuzâde ki ne adam olduğunu hepimiz biliriz, birbirimizden saklamağa hacet yok, Allah günahlarını affetsin...

Bir biçare adamı bütün bir şehrin, her biri bir ayrı âlem olan binlerce kafanın muhakemesine havale etmek ne olduğunu anlamıyor musunuz?

Müsaade buyurursanız hulâsalarını arzetsin...

Raif Efendi cidden fazilet sahibi bir adam olsaydı ve çocuklarına sağlam bir terbiye-i diniye ve ahlâkiye verseydi bunlar olur muydu?

Kahveciye kendi kahvesinin nafile olduğunu kalpsizce söyleyerek adamcağızı karşıdaki Merkez Kıraathanesinden iyi kahve getirmeye memur etti
kişisel blog,takip et
  1. Okumadığım bir kitap. Tanıtım ve tavsiyeniz için teşekkürler. Söylediğiniz gibi, umarım severek okuruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim... umarım seversiniz... yorumunuz ve yoldaşlığınız için teşekkür ederim... :)

      Sil

♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter tuşuna basın.