Bu sabah tesadüf edip izlediğim bir video, gergin sinir kaslarıma bir lahza iyi geldi... Gerginliğimin aslında belirgin sebebi yok... İnsanoğlu kendisini gerecek bir şeyler icat etme konusunda son derece mahir...
Videoda izleyeceğimiz bir girişimcinin bıktım illAllah dediği saldırılara karşı yanıt verme kaabiliyeti, tavrı nazar-ı dikkatimi celbetti...
Midyeci dükkanı olan bir ( Midyeci Ahmet ) girişimci, kimler tarafından şikayet edildiğine değinmediği videoda, kuvvetle muhtemel rakipleri ya da midye yemenin mekruh olduğunu düşünen mütedeyyin insanlar tarafından olsa gerek, defatle şikayet edilmiş...
Mütemadiyen tekrarlanan şikayetler sonrasında can yangısıyla bir video çekme gereği duyan girişimci, denetime gelen memurları lisan-ı münasip bir dil maharetiyle nasıl müşteri yaptığını anlatıyor... Ne mutlu ona ki, saldırı ve tehlike karşısında sakinliğini muhafaza edebiliyor...
Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan aşık, tebessümüyle örten âriftir! Şems-i Tebrizi
Midyeci Ahmet'in, ne şikayet edenlere karşı bir saldırısı var ne de gelen görevlilere bir mukavemeti... Kendinden emin bir şuurla, yaptığı işin bilinci ve sorumluluğuyla, karşılaştığı sorunları yüreğinde yumuşatıp bunu nasıl kazanca dönüştürdüğünü buyrun hep birlikte izleyelim...[line]
İlgili Video Linki: Midyeci Ahmet
Midye bayılırım:)
YanıtlaSilBen de çok eski bir tarihte yemiş ve çok beğenmiştim... Sonra mekruh olduğunu öğrendikten sonra yemekten imtina ediyorum... :)
SilEvet maalesef öyleymiş. Oğlum ve ben çok sevmemize rağmen eşim bunu öğrendiğimizden beri yememize izin vermiyor:(
SilVideoyu izledim:)
YanıtlaSilAdamcağız şikayet edildikçe güçlenmiş:)
Şikâyet edenler de onun müşterisi olmuş ne güzel..
öldürmeyen darbe güçlendirir sözünün anlam bulduğu bir şahsiyet imiş... Kıymetli yorumunuz için müteşekkirim... selamlar... 👋👋
SilYıllarca; bu Midyeci Ahmet'in karşısında oturdum. Esasen o yıllarda bina komple işkembeciydi. 2000'lerin başı anlattığım tarihler. Tam çaprazında Çıraan Meyhanesi vardır. Orada oturur gecenin bir körüne kadar ziftlenir sonrasında arınmaya çorbaya giderdik. O yıllarda Beşiktaş'a genci ergeni doluşmamıştı pek. Çıraan meyhanesi müdavimlerindendik. En köşede kızılderili abi sessiz otururdu. Tüplü monitör'de at yarışı izler herkesin gelişini beklerdik. Yine aşırı kilolu bir abimiz vardı. Ben, Gökhan, Evren vs su yolu yapmıştık dükkanı. Gel zaman git zaman Allah'ın meyhaneci parçası; "cam kenarına oturmayın oraya gızz'lar gelecek" diyerek mezhebini belli etti. İşte Beşiktaş yavaş yavaş kirleniyor ya.. O çapsız da binlerce TL hesap ödediğimiz mekandan böyle iteledi bizi dışarı. Gökhan çok sinirlendi. Allaan meyhanecisi dedi. Asbestli tavalarda peynirsiz sigara böreği yapıyordun bitin kanlandı dedi. Böyle işte.
YanıtlaSil