28.11.17

Çin Malı Moral


Dışardayım... Hava soğuk ve üşüyorum...  Soğuk hava, sıcak bir mekana gitmem için bana mobbing uyguluyor... Direniyorum gitmemek için. Çünkü gideceğim sıcak mekandaki insanlar içimi üşütecekler... Benim moralim çin malı. En küçük bir gerilimde bozulacak biliyorum... Üşümeyle birlikte canım çay içmek isteyince direnmekten vazgeçip Yaman abinin çay ocağına gidiyorum... Yaman abinin çay ocağına gitmemdeki sebep, hem kendisini sempatik bulmam hem de çaykur çay kullanıyor olması... Sobaya yakın bir taburaya oturuyorum... Etrafımdaki insanları soğuk bir yüz ifadesiyle başımla selamlıyorum... Zaten yapı itibariyle soğuk bir adam olduğumu söylerler...

Çay Ocağı

Yaman abinin çay ocağının müdavimleri umumiyetle aynı siyasi görüşe sahip esnaf eşrafından oluşuyor. Muhabbet edip çay içtikleri, soğuk havalarda ısınıp siyasi gündemi irdeledikleri ve bazen kendilerini kaybederek sinkaflı küfürler sarf ettikleri sobalı küçük bir mekan... Buranın müdavimi esnaflar saman alevi gibi celallenip sönen tipler... :)

Çay ocaklarında sadece çay içilmez... 

Çay
Bense sadece çay içip ısınmak istiyorum... Öyle sohbeti hoş bir adam olmadığımı kabulleneli çok oldu... Bazı abiler var, bir konuyu anlatırken böyle kompozisyon yazar gibi derinleremesine anlatıp sonuç bölümüyle dinleyenleri ikna ederek tatmin ediyorlar... Bu abileri dinlerken söyledikleri fikirlere katılmasam bile bende uyandırdıkları saygıya istinaden başımla tasdik ederek onure ediyorum... Hz. Mevlana Celaleddin Rumi'nin dediği gibi, "Bir insanı ilgiyle dinlemek ona en büyük ikramdır..." Bu tavrımla bu tarz abileri ikrama boğuyorum... Oysa benim konuşmalarım öyle mi?... Benim konuşmalarım kısa soluklu, derinlikten ve sohbet havasından uzak lakırdılardan ibaret...

Çizgi Film Kanalı Açtırıyorum...

Neyse konuya döneyim; Çay ocağını işleten abiye bir çay verirmisin dedim ve ardından zorlama bir  tebessümle, abi rica etsem bir çizgi film kanalı açar mısın? diye ricada bulunuyorum... Bunu tartışma ortamı olmasın diye söylediğimi anlayan  Yaman abi çizgi film kanalını açınca etrafımdaki muhalif abiler şaşkınlıkla bir televizyona bir Yaman abiye bir de bana bakıyorlar... Hissediyorum bu gün bu çay ocağını teslim alacağım... :) Çayımı yudumlamaya başladığımda, etraftan çatlak sesler peyda olmaya başlıyor. Çay ocağı işletmecisi sempatik abi, daimi velinimetlerini küstürmemek adına çizgi filmi kapatıp haber kanalı açıyor... Haber kanalı açılınca eşrafın dili çözülmeye başlıyor... Muhalif bir siyasi partinin genel başkanına demediklerini bırakmıyorlar... Söylediklerinden  içim şişti ve mesleğim icabı siyaset konuşmamam gerekiyor.  Sessiz kalmayı başaramayacağım bir saldırı altında hissediyorum kendimi... Ya çayımı yarım bırakıp dışarı çacağım ya da bir cevap vereceğim.. Ben kaçmayı kendime zul gördüğümden konuşmam gerektiğine karar veriyor ve öfkeyle karışık bir heyecanla bir şey söyleyeceğim diyerek başlıyorum konuşmaya;...

Halka Sesleniş...

Burası çay ocağı... Hem de umuma açık bir çay ocağı... Burası her siyasi görüşten insanların gelip çay içtikleri ve ısındıkları bir mekan... Ancak televizyona çıkan ve sempati duyduğum bir siyasi lidere bu şekilde saldırılmanızı doğru bulmuyorum... Birazdan ekrana çıkması muhtemel başka bir siyasi partinin liderine de sinkaflı küfürler edilecek olmasını doğru bulmam... Ben buruya çay ocağı işletmecisi Yaman abiyi sevdiğim için destek olmaya çay içmeye geliyorum... Ancak ne yalan söyleyeyim bazı hazımsız insanları içeride görünce başka çay ocağına gitmek zorunda kalıyorum... Bu kötülüğü lütfen çay ocağı işletmecisi Yaman abiye ve birbirimize yapmayalım...

şeklinde bir açıklama yaptım... İyi mi ettim bilmiyorum... :)

Sakin Oğlum sakin... 

Bir yandan kendimi kontrol etmeye çalışıyorum bir yandan da zoraki gülümseyerek sarfettiğim sert sözlerin tesirini  yumuşatmaya çalışıyorum.. Konumuzla alakası yok ama tam bu noktada Sabahattin Ali'nin şu dizeleri geliyor aklıma... "Dünyada hiç bir şey bana tabiattan melül bir insanın zorla gülümsemeye çalışması kadar acı gelmemiştir..." Yine acı içinde gülümsemeye çalışırken buluyorum kendimi... Bizim çin malı moral yine yaptı yapacağını... Bozulup kasvetli bir havanın içime gark etmesine müsade etti...


Geçimsiz adamın pişmanlığı...

İşte böyle dostlarım... Girdiğim bir ortamdan daha güzel duygularla ve mutlu bir ruh haliyle ayrılamamış olmanın yeisi içerisindeyim... :) Dedim ya hoş sohbet bir adam değilim... Bunun sebebini de yetiştiğim ortama bağlıyor, insanlara  saldırarak kendimi masum sandelyesine oturtup kenara çekiliyorum iyi mi?

Sağlıcakla Kalın...

Not: Üstteki manşet fotosundaki mekan, yazıda geçen çay ocağı değildir... 

kişisel blog,takip et

Yorum Gönder

♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter tuşuna basın.