Maamafih, bu, boş bir iddia değildi. Çünkü öteki kadınlara karş çok iyi hisleri vardı. İlâhlara mahsus ihtişam ve vakarını hiçbir zaman terketmemekle beraber en zavallı mahlûklara eş, akran muamelesi ederdi. Bu harekette biraz yapmacık kokusu olduğu, genç kadının bu tezat vasıtasiyle gizli bir sanat zevkini tatmin ettiği gerçi inkâr edilemezdi.
Maamafih, ne olursa olsun Lüsilin bu hali çok takdire lâyık ve güzeldi. Metîn bir seciyesi vardı. Ahlâksız bir adam olan kocasından ayrıldıktan sonra gönül oyunlarının bütün şekillerine, hattâ en zararsız ve namuskârane olanlarına karşı hissiz kalmaya ahdetmişti. Bu karar, onun erkek arkadaşlarını müteessir etmişti, Onlar, bunu erkek kıymetine, erkek izzet-i nefsine karşı bir istihfaf, bir meydan okuma telâkki etmişlerdi. Erkekler, ona dediler ki: "Mademki bize karşı bir iddiaya girişiyorsunuz... O halde müsaade ediniz de biz, size kendi vasıtalarımızla hücum edelim. Siz de bildiğiniz gibi kendinizi müdafaa edniz. Bu oyun neticesindedir ki, iddianızda ne dereceye kadar haklı olduğunuz anlaşılır. Bu teklifimizi reddetmek mantıksız bir hareket olur. Zaten sizden istiyeceğimiz şey bir parça kur yapmamıza müsaade etmenizden ibaret.
- Sayfa sonu -
[line]
Lüsil dö Mitriyel, cesur bir sükûnetle cevap verdi:— Pekâlâ... Cebir ve şiddet müstesna olmak üzere, her şeye müsaade ediyorum "kuvvetli cins,, denilen erkeğe karşı "teshir edilmez,, ismi verilecek bir yeni kadın tipi meydana koymak istiyorum. Hayat ve edebiyat, hassasiyetin bilhassa kadına ve kadınlığa ait olan kısmını çok fazla suistimal etti. Ben, bütün insanlar için müşterek olan iyiliği muhafaza edeceğim. Fakat, kuvvetle iddia ediyorum ki, bana hücum edenlerin hiçbiri beni o anane hükmünü alan aşk ve anabk heyecanları vasıtasiyle mağlûbedemiyecek.
Filhakika, Lüsil, iki sene mukavemet etti. Bu müddet zarfında muhacimlerin bütün hileleri ve perestijleri tesirsiz kaldı. Bir gün meşhur bir ressam ın atelyesine Jor j Randiyo isminde bir romancı getirdiler. Atelyede kalabalık bir sosyete de vardı. Lüsilin bulunduğu bu sosyetede romancı, hiç kimseyi tanımıyordu. Zaten orada kimse kimseye takdim edilmiyordu. Ev sahibine sade romancının ismini söylemişlerdi. Jorj Randiyo ismini işitenlerden biri hemen atıldı:
— Siz bir ruh mütehassısısınız. Genç ve güzel bir kadın hakkındaki mütaleanızı istiyeceğiz. Madam Lüsil dö Mitriyel namında bir kadın var ki, "kuvvetli cinse karşı tamamiyle hissiz kalabileceğini iddia ediyor. Randiyo, bu sözleri merak ve alâka ile dinledi, ve bahsedilen kadın hakkında tafsilât sormaya başladı. Vaka, çok eğlenceli bir şekil alıyordu. Lüsilin karakterini tasvir ettiler. Herkes, bir şey söyledi. Hattâ Lüsil bile lâkırdıya karıştı.
— Müessir güzelliğinde hem insani, hem ilâhî bir şey var. irice vücutludur. En dar kürkler içinde bile kolaylıkla hareket eden mükemmel ve
- Sayfa sonu -
[line]
canlı bir vücudu var, Kaş ve saçlarındaki keskin siyahlık, ipek gibi nazik cildindeki donukluk ona haşin bir kadın hali verir; fakat, derin gözlerinin ve sevimli ağzının okşayıcı füsunu bu çehredeki ifadeyi tatlılaştırır. Çok ince ve zariftir ve yeri geldikçe bu zarafeti göstermekten çekinmez... Romancı, bu sözelri dinledikten sonra dedi ki:— Bu tasvire göre sizin Lüsiliniz tam mânasiyle kadın, yani his oyunlarına kapılmağa en müsait bir mahlûk...
— İddianızı fiilen ispata hazır masınız? Randiyo, meydan okuyan bir tavırla:
— Elbette, dedi, beni kendini beğenmiş bir adam zannetmeyiniz... Esasen bu kadını maddi güzellik vasıtasiyle mağlûbetmek iddiasında değilim... Sizin hissiz zannettiğiniz Lüsili ben tehyicetmeğe muktedirim... Aramızdan biri beni ona takdim etmek tenezzülünde bulunursa...
— Baş ınızı arkaya çeviriniz ve selâmlayınız... Takdim râsimesi bitmişti. Randiyo, şaşırdı ve atelyede bir kahkahadır koptu. Lüsil, romancıya kahkahalarla gülüyordu. Esasen bu gibi gönül müsabakalarında hasma tahrik için bundan daha müthiş bir usul tasavvur edilemez. Maamafih, Randiyo çabucak kendini toplamıştı. Otuzunu henüz geçmiş şık bir gençti. Zahirî cazibesi pek azdı. Fakat, muammalı ve biraz muztarip bir yüzü vardı. İddiasındaki kabalığı mümkün mertebe gidermek için hürmetkar bir tebessümle Lüsile dedi ki:
— Madam, iki aya kadar kadınlık hissini vasıta ederek sizden bir buse alacağıma dair bahse giri şiyorum. Lüsil ile romancı arasındaki mücadele; mükâlemeler, mektuplar,
- Sayfa sonu -
[line]
ziyaretler vasitasiyîe basit bir şekilde başladı. Bir öğle sonu idi. Lüsil, romancının davetini kabul ederek onun evine misafir gitmişti. Randiyo, salonunun kapısını kilitledi, anahtarını cebine koydu ve asma saati gösterdi:— Eğer buradan çıkmak istiyorsanız bana bir saate kadar bir buse vereceksiniz. Romancı, bir kanapeye oturdu. Arkasını açık pencereye döndü ve tembel, mütehayyü bir tavırla sigara içmeğe başladı. Lüsil, alay etti:
— Size şimdiye kadar on beş dakikadan fazla devam eden bir mülakat vermedim... Siz, bu müddeti dört misline çıkararak sabırsızlık vasıtasiyle mi beni mağlûbetmek istiyorsunz?.. Ne garip bir hesap... Her halde bugün de partiyi kazanamayacaksınız... Genç kadın, salon eşyasının arasında kelebek gibi dolaşıyor, biblolar, kitaplar ve resimlerin yerini değiştiriyordu. Birdenbire avludan bir çocuk kahkahası, o sinirleri sarsan yırtıcı kahkahalardan biri geldi. Lüsil, pencereden baktı:
— Müsyü Randiyo, dedi, komşularınızın kızı galiba yalnız kalmış... pencere kanadlanndan birini oynatarak güneş ışıklarını oynatmakla eğleniyor, yanında da yüksek bir iskemle var... Bir kere bakınız... Çok tehlikeli bir vaziyet...
— Aziz madam... Mademki yerimden kalkmamı istiyorsunuz. Ben de büsbütün yerime çivileniyorum. Bu, benim oyunumun icabatındandır. Lüsil, büyük bir heyecanla devam etti:
— Ah, yarabbi!.. Korktuğum başıma geldi. Çocuk iskemlenin üstüne
- Sayfa sonu -
[line]
çıkıyor. Artık oyun, falan kalmadı. Rica ederim kapıyı açınız... Eğer pencereden kendimi gösterecek olursam çocuk, belki daha ziyade iğilir ve düşer... Eğer gidip kapılanın çalarsam geri döner ve iskemleden iner... Çabuk Müsyü Randiyo, anahtarı veriniz.— Oyunda her vasıtaya başvurulmak caizdir. Ya bir buse verirsiniz, yahut da saat bitinceye kadar burada kapalı kalırsınız. Lüsil, yalvarmaya başladı:
— Rica ederim... Bu çocuğa yardım etmek lâzım.. Belinden yukarısı pencerenin kenarından sarkıyor... Şimdi düşecek. Yalvarırım size.:. Bana müsaade ediniz.
— Bir buse vermeyince nafile!.. Genç kadın, bu defa kızdı:
— Şu halde, siz bir alçak, bir katil, bir canavarsınız... Hâlâ da aldırış etmiyor. Peki, öyle olsun... Sizi öpeceğim. Fakat, feunun bir ısırıştan farkı yok... Hem de bunu saymam... Açınız, açınız.. Lüsü, süratle salondan fırladı. Bereket versin komşuların kapısı açıktı. Yavaşça içeri girdi ve bir dişi kaplan hamlesiyle sıçrayarak çoouğu yakaladı, sandalyenin üstünden indirdi ve titriyen pençeleri arasında sıkarak götürdü. Onun arkasından gelen romancı, bir kahkaha kopardı ve kaçtı. Lüsil, birdenbire şaşırdı. Zavallı kadın, pencereden boşluğa düşecek çocuk hilesine mağlûbolmuştu. Pencerenin dışında açık mavi ipekten bir file vardı ki, uzaktan görülmüyor ve her türlü tehlikenin önünü alıyordu. Sonra, çocuk, sandalyeye çıkıp pencereden sarkma komedyasını romancı ile beraber birçok defalar prova ettiğini söylüyordu. Lüsil, hiddetle Randiyonun salonuna döndü ve kapının eşiğinde durdu. Romancı, kanapesine yarı uzanmış, yüzünü kapıya çevirmiş,
- Sayfa sonu -
[line]
düşünüyordu. Genç kadın:— Düşündüğünüz hile pek öyle kurnazca bir şey değil; dedi, her halde mızıkçılık ettiniz. Siz, oyunu kazanamadınız.. Hareketinizi doğru bulmadım. Sizinle alâkamı kesiyorum... Bir daha sizi görmiyeceğim... Randiyo, istiğrak halindeydi, neşeli bir sesle:
— Hayır, kazandım, dedi, hem de gayet haklı olarak... Siz, bana kadınlık hissinizin ilhamı ile bir buse verdiniz... Bu, öyle kör bir hassasiyet hamlesiydi. Benim pek kaba olan hilemi keşfetmediniz...
Filhakika, sizi kilit altına alışıma başka ne sebep olabilirdi? Sizin yeni bir kadın çeşidi olmadığınızı ispat ettim. Evet, siz sade ve çok takdire lâyık bir kadınsınız.. Büyük bir saffetle hemcinslerinize iftira ediyorsunuz: "Bende his yok; kalbimin hiçbir teli titremiyor! diyordunuz... Ah, zavallı kadın!.. Zavallı feci ve muztarip mahlûk!.. En yükseğinden, en düşkününe kadar bütün hemcinslerinizin aynı noktada, aynı şekilde sendeleyip düşmesi ezelden mukadderdi.. Ben, mızıkçılık etmedim.. Busenizi mübadele şeklinde vermeniz, sizi öteki kadınlara daha ziyade benzetti... Eğer bedahete karşı mağlûbolmadığmızı iddia eder, mızıkçılığa kalkışırsanız, bu sefer de bu cihetten hemcinslerinize benzemiş olacaksınız... Sizi artık görmiyecek miyim' Varsın öyle olsun... Fakat, bu hareketiniz, beni sizin en güzel köşenizi görmüş, ruhunuzu, cinsinizin sesini işitmiş olmaktan menedemiyecek. Bırakınız saadetten ağlıyayım...
Kadının her zamanda ve her yerde iradesinin isyanlarına, kelimelerinin inkârlarına rağmen kalbinden kopup gelen ebedî iyilik sesini işittiğim için sevineyim... Ulvi iylik ki, dünyada her şeyden büyük ve her şeyden kuvvetlidir. Romancı, hem gülüyor, hem ağlıyor, rikkatten, sevinçten sarhoş oluyordu.
- Sayfa sonu -
[line]
Bu kadar çılgın bir zafer şenliğine hiçbir mağlûp tahammül edemezdi. Genç kadın da çılgın bir hiddetle Randiyonun üstüne atılarak onu küçük, asabi elleriyle yumruklamağa ve bağırmağa başladı:— Yalancı, hilekâr, dessas... Randiyo, evvelâ teessür göstermemek istemişti; fakat, yumruklar gittikçe sıklaşıyordu. O vakit, genç adam, onu bileklerinden yakaladı. Lüsil, göğsünü geri çekti. Gözleri süzülmüş, hiçbir mukavemet teşebbüsünde bulunmadan: "Hayır, hayır! diyordu, size çok yalvarırım... Artık yapmam... Bırakın beni!,, O vakit, Randiyonun, Lüsilin acı acı şikâyet etti ği affedilmez hırsızlığa, asıl büyük hırsızlığa, diğer bîr büyük hırsızlık ilâve etmesi lâzım geldi.
- SON -
→ Reşat Nuru Güntekin'in Olağan İşler isimli eserindeki Bir Gönül Oyunu başlıklı hikayesini okudunuz...
Ahh resat nuri guntekin ahhh.bambaska diyarlarda gezdiren garip bir romantizmi var bu yazarin.cok heyecanla okudum oyleki kalbimin carptigini hissettigim yerler oldu heyecandan.muhakkak okunmasi lazim gelen bir kitap belli benim icin:)
YanıtlaSilListeye ekliyor sizede cok tesekkur ediyorum bu guzel paylasim icin
Rica ediyorum... okuyup yorumunuzla geriye döndüğünüz için ben teşekkür ederim...
YanıtlaSil