16.1.19

Okudum, Meczup, Halil Cibran, Kitap Alıntıları

aybastı-perşembe-yaylası-mustafa-sarıkaya
Aybastı Perşembe Yaylası

Meczup

Meczup Çünkü bizi anlayanlar içimizdeki bir şeye de egemen olurlar. 14 Mart 2020 6 Tanrı Ve bin yıl sonra Kutsal Dağ’a bir kez daha tırmandım, dedim ki Tanrı’ya: “Tanrım, Sen benim amacım ve varacağım, bütünleşeceğim varlıksın; ben Senin dününüm, Sen de benim yarınımsın. Ben Senin topraktaki kökünüm, Sen benim gökteki çiçeğimsin ve Biz, birlikte, güneşin önünde büyürüz.” İşte o zaman, Tanrı bana doğru eğildi ve Dostum


Sen benim derin düşüncelerimi anlayamazsın, ben de onları anlamanı istemem. Ben denizle baş başa olmak isterim. Ve Dostum, senin gündüzün benim gecemdir, tepelerde oynaşan öğle ışıklarından ve vadilere uzanan erguvan gölgelerden söz ettiğimde bile; çünkü sen benim karanlığımın şarkılarını duyamazsın, göremezsin yıldızlara çarpan kanatlarımı; ben de çok mutluyum beni göremediğin, duyamadığın için.

 Dostum, sen iyisin, hem ihtiyatlı hem bilgesin; dahası, kusursuzsun. Ben de bilgece ve ihtiyatla konuşuyorum seninle. Ancak yine de, meczubum ben. Ama gizliyorum meczupluğumu. Ben yalnız başıma meczup olmak isterim. Dostum, sen benim dostumsun, ama nasıl sağlayabilirim ki anlamanı?[line]

Tilki

Tilki Bir tilki, gün doğarken gölgesine baktı ve şöyle dedi: “Bugün öğle yemeğinde bir deve yiyeceğim.” Ve bütün sabah deve arayıp durdu. Ama öğle güneşi yükseldiğinde gölgesini gördü yeniden – ve seslendi kendi kendine:    “Bir fare işimi görür!”[line]

Yenilgi

Yenilgi Yenilgi, Yenilgim, yalnızlığım ve kimsesizliğim; Binlerce zaferden değerlisin benim için, Ve dünyanın tüm şanından şöhretinden daha tatlısın yüreğime. Yenilgi, Yenilgim, kendime dair bilgim ve
başkaldırım, Senin sayende bilirim hâlâ genç ve çevik olduğumu Ve solmuş defnelerin tuzağına düşmek zorunda olmadığımı. Sende, buldum kimsesizliği Ve kaçak ve horlanmış olmanın sevincini. Yenilgi, Yenilgim, kıvılcım saçan kılıcım ve kalkanım, Gözlerinde, okudum Taç giymenin kölelik olduğunu, Ve anlaşılmanın alçalmak olduğunu, Sahip olmanın, bütünlüğe ulaşmak Ve olgun bir meyve[line]

İki Bilge

İki Bilge Eski Efkâr kentinde, iki bilge yaşıyordu. İkisi de birbirinin bilgisini hor görüyor ve küçümsüyordu. Biri tanrıların varlığını yadsıyor, öbürü buna inanıyordu. Bir gün, pazaryerinde karşılaştılar; yandaşlarının ortasında, tanrıların varlığı ya da yokluğuyla ilgili kanıtlarını öne sürdüler. Saatlerce tartıştıktan sonra, birbirinden ayrılıp uzaklaştılar. O akşam, tanrılara inanmayan, tapınağa gitti; sunağın önünde diz çöküp, geçmişteki dik kafalılığını bağışlamasını istedi tanrılardan. Ve aynı saatte, öteki bilge, tanrıların varlığını savunan adam, kutsal kitaplarını yaktı. Tanrıtanımaz olmuştu[line]

Hüznüm Doğduğunda

Hüznüm Doğduğunda Hüznüm doğduğunda, onu özenle besledim, sevgim ve şefkatimle üzerine titredim. Ve Hüznüm büyüdü, bütün canlı varlıklar gibi güçlü, güzel ve derin hazlarla dolu. Ve Hüznüm’le ben[line]

Neş’em Doğduğunda

Ne var ki, hatıra, rüzgârda bir an fısıldaşan ve sonra sesi hiç duyulmayan bir güz yaprağından başka nedir ki![line]

“Kusursuz Dünya”

    Ben, insani bir kaos, karmakarışık öğelerden oluşan bir yıldız bulutu, kusursuz dünyalarda yaşıyorum – yasaları kesin, düzenleri sıkı, düşünceleri uyumlu, düşleri düzenli, görüşleri kabul görmüş, bilinen insanların dünyasında.

kişisel blog,takip et

Yorum Gönder

♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter tuşuna basın.