19.4.22

Haşmet Babaoğlu, Haydi Kıralım Hayallerimizi! ve Daha Başka Şeyler.


Aziz misafirlerim ve sevgili blogdaşlarım... Yeni bir blog yazısıyla, Haşmet Babaoğlu'nun Haydi Kıralım Hayallerimizi isimli kitabıyla ve muharrirle ilgili okurluk dereceme dair lakırdılarla birlikte, bir kez daha huzurlarınızda bulunmaktan dolayı son derece mesudum... Hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlıyorum...

Haşmet Babaoğlu ve Bendeniz

Haşmet Babaoğlu'nu bir dönem, gazete köşelerine yazdığı, hayata dair bakış açılarımıza ayar veren yazılarından aşinaydım.
 
Doğrusunu aramak gerekirse, son dönemlerde, daha çok kitap okumalarına ağırlık verdiğim için, Haşmet Babaoğlu'nun köşe yazılarından bir süre uzak kaldım.

Yine geçtiğimiz günlerde aklıma geldi. Acaba Haşmet Baba'nın kitabı var mıydı? Google de araştırma yaptım. 4 adet  Kitabı olduğu bilgisi görselleriyle birlikte sunuldu.

Bu dört kitaptan hangisini almalıydım? Bunun için en eskisi ve ilk yazdığı kitap olduğunu düşündüğüm, (tekzip edilecek) Haydi Kıralım Hayallerimizi isimli kitabını almakta karar kıldım... Hayat tecrübem bana, eski olan her şeyin daha kıymetli olduğunu salık veriyor!...

Doğrusunu söylemek lazım gelirse, kitabı en ucuz satışı yapan n11'den sipariş ettim. Kargo dahil on altı TL ödeme yaptım. Fiyatında bir olağanüstülük olduğu doğru! Sürat Kargoyla yaptığı 3 haftalık yolculuğun ardından elime ulaştı.

Kargo paketini açıp kitabı elime aldığımda, eskilerin "ucuz etin yahnisi yenmez" sözü geldi aklıma. Çünkü kitap ikinci eldi. Kitabı kolonyalı bezle dezenfekte ettim önce...
Sonra içini karıştırdım. 2004 yılı basımı olan kitap, İthaki yayınevinden çıkmış...
Yazılar gayet okunaklı ve serbest bir sayfa dizimi var...
Demek ki o yıllarda, kağıttan ve tonerden tasarruf etmek gibi bir kaygıları yokmuş neşriyatçıların...
Filvaki, Ucuz etin yahnisi yenmez! fakat ikinci el kitaplar okunur azizim... Bu konuyu da böylece tatlıya bağlayalım...

Eser, Haşmet Baba'nın gazetelere yazdığı köşe yazılarının kitaplaştırılmış hali gibi. Hayata dair yazılar serisi tadında bir eserle müşerref oluyoruz efendim.

Bahusus Muharririn, Haydi Kıralım Hayallerimizi başlıklı yazısında bahsettiği Kazancakis'in Zorba isimli eserinden alıntıladığı bir husus, nazar-ı dikkatimi celbetti. Takıntı ve onunla baş edebilmenin yoluna dair görüşle ilgili bölümü, alta iktibas ettim...
İşte o Zorba bir gün sürekli ince eleyip sık dokuyan, takıntılı, huzursuz patronuna şöyle der: "Bir büyüteç alıp içtiğimiz suya bakarsan, göze görünmeyen küçük kutlarla dolu olduğunu görürsün. Kurtları görünce suyu içmezsin. Ee o zaman da susuzluktan gebereceksin! Kır büyüteci patron! Kır da namussuz kurtlar kaybolsun. Sen de suyu içip serinle!

Ahmet Aşkın Diyor Ki!

Haşmet Babaoğlu'na dair müsbet görüşlerimi, sair zamanlarda kişisel bloğumda paylaştım
Onun hayata dair yazılarını nasıl içselleştirerek benimsediğimi belirttim...
Hatta onun yazılarını okumak için gazete aldığıma dair havadisleri ayan ettim. Bu kitap ise, "o kadar sevdiğini beyan ettiğin mütefekkirin bir kitabını alıp okumayacak mısın? " sorumun karşılığıdır bu kitap. 
Evet, Haşmet Babaoğlu'nun aldığım ilk kitabıydı, Haydi Kıralım Hayallerimizi fakat aldığım son kitabı olduğunu söylemek iyimserlik olur... :)

Veda!

Esen Kalın!


[favorite] kişisel blog,takip et

Yorum Gönder

♡ Yorumlarınıza en kısa sürede geri dönüş yapılır.
♡ Üyeliğiniz yoksa dahi anonim profili seçerek yorum yapabilirsiniz.

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Yazmaya başlayın ve aramak için Enter tuşuna basın.